Çarşamba, Nisan 11, 2018 By: Oku Arz
Gelincik Üzere Tefekkürlerim
Ey gelincik!
Neredeydin bunca zamandır?
Gidişin hüzün olmuştu,yaprakların dökülür korkusuyla dokunamadığım,kıyamadığım,neredeydin bunca zamandır?
Hangi derin uykuya daldın da böyle uzun uyudun?
Uyanıklığın sadece birkaç günmüş.Kızıl kan kırmızı,güneşin tan yeri a'lâsı sen misin? Haşirde mahcup yüzüm,utanan başım,tit tir titreyen kalbim,söze mecal kalmıyor ki,senin gibi boynumu bükerim...
Rabbim mağfiretini dilerim.Ey Muhabbeti yüreğe eken,muhabbetine al beni de,selamını bileyim.



"Biz bu Kur'anı bir dağın üzerine indirseydik her halde Sen onu Allah korkusundan başını eğmiş çatlamış görürdün, o temsiller yok mu, işte biz onları insanlar için yapıyoruz gerek ki tefekkür ederler.
O öyle Allah ki ondan başka ilah yok gaybi de bilir şehadeti de, o rahmândır, rahîmdir

O öyle Allah ki ondan başka tapılacak yok, öyle melik (Padişah) ki kuddus, selam, iyman ve emniyyet veren mü'min, gözeten koruyan müheymin, Azîz, Cebbar, mütekebbir, tenzih o Allaha müşriklerin şirkinden.

O öyle Allah ki halık, barî, müsavvir o, en güzel isimler (Esma-i hüsnâ) onun, bütün Göklerdeki ve yerdeki ona tesbih eder, o öyle azîz, öyle hakîmdir."(Haşr suresi 21.22.23.24. ayet meali)

Yok başka ilah yok,ben seni bana ilah olasın diye mi sevmiştim? Seni sevmem demek seni ilah mı görmekten ki? Neden kendini bana ilah etmeye çalıştın? Sen daha ilk günden kendi kurduğun kale ile beni kendine kul etmeye çalıştın.Ben seni insan ehli sanmıştım,yanılmışım.Senin kendine taptırma isteğin beni sana ne kul  ne de köle etti! Her gün doğumu ile hür olarak kanatlanmış ruhum senin ilahlık esaretin ile kanayan yaraya döndü. Kitap ehli sanmıştım seni,anası yerine koymayan veya zorla evinde baskı ile alıkoymayan. Allah'ın Habîr olduğunu bilmiyor muydun ki?Kur'an bir dağa inse haşyetten boyun eğer,yüreği çatlardı.Evet evet o sözü unutmuş olmalıydın ya da Allah'ı mı unuttun ya da Allah'ın Habir olduğunu mu unuttun ne unutturdu seni? Bu ateş taşıyıcılık nedir ki,nereden aldın bu ateşi?

Halbuki muhabbet ile başlamıştı sevgimiz neden muhabbetten koptu ki?Muhabbetten kopan selamı bilir mi ki?Sevgi güneş gibi de, ilgisiz sevgi çölde ki şems gibi,kavurur,yakar,suyu bulmak,yönü bulmak azim iş.Güneşsiz kalmak ise duyguların buz tutması.Bir sıcak tebessüm dahi eritir onu fakat ömrü boyunca buz gibi olmaya kim dayanır ki?Buz gibi olanlar birbirine sarılır,o sarılmada uykudan ve uyuşukluktan başka ne bulunur ki? Bir süreliğine dondurursun ilişkini,bir,iki,üç aşama ile yeniden başlamak istersin, yok! Sıcaklık yoksa yok! Zora ki tebessüm eden gibi,hangi muhabbet bağı orada kurulur ki,hangi habbe çiçeğe döner!
Muhabbet varsa esma-i hüsna göğünden kanatlanır her bir ruh,selam olur aynalanır,emniyet verir korur,itibar verir izzetlenir. Bu güzel isimler cüzi aynalanır ise Cebbar ismi de ayna olur,ister istemez güzele gidersin,Malik-ul mülkün emanetini emanet bilirsin,o da kendini mülkün sahibi bilmez,emanetin emanet olduğunu bilir.Muhabbet deminden kopmadıkça Halîk Allah düzene koyar en güzel eder.Berr O Musavvir O...

Gelincik, gelin gibi kırmızı duvağını örttün mü? Kına gecen miydi o gün? Kime sözün vardı?

Bu sözler verdiği kavle uyanlara değil kavle sırtını dönenlere gelsin!




Gelincik üzerinden koca yaz,sonbahar ve kış geçerek, bize gün doğumunda güneşin en a'lâ olgunluğunun remzini söyler...Sanki mahcubiyeti,hicabı olan ve de bir derdi olup heyecan ile kızaran insanın gül yanakları gibi...Kalp öyle olur öyle olur ki gümbür "Artık söyle, artık vakti,artık durma!"der gibi heyecan ile kızıl bir kanatlanışa yükselir.Sonra aşikar olunca sakinleşir,benzi sararır yanışı tam bir aydınlığa döner.Bu hali ilk defa bir çocuğun alışık olmadığı yerde hitapta bulunmak zorunluluğuna da benzetebiliriz.Ya da ilk sunumunu yapan öğrenciye ya da sevgililerin birbirlerine ilk ifadelerinde ki hallere...
Hepsi de onca yol onca mevsimin içinden geçmiştir, gelincik gibi...
Gelincik ne güzel isim...
Hay Allah Kayyum da.
Hû Baki Hû

#nedenselamdankoptukbiz 


Azîz Allah izzet veren. Kuru tohumların kalbine ahsen olmayı yazan "Kûn feyekun"arasında...
Üzerimizde ki rahmet öyle muazzam açık ki! Toprak bağ kurabilen bi'şey, bağ kurduğunu zahir ayan edebilen bi'şey!
Su olsaydı da toprak olmasaydı,suyun bir anlamı olabilir miydi ki?
Toprak olsaydı da su olmasaydı yine aynı, yine toprak olmasaydı ateşin ateş olmasının da bir anlamı olamazdı. Tabi doğrusunu Allah bilir, o her türlü yaratmayı bilendir.Biz görebildiğimiz zannımızca tefekkürdeyiz.
Bize düşen hiç anılır dahi bi'şey değilken bizi beşerden,insan makamına yükselten Azîz Allah'a binlerce şükür etmektir.
Ve Rabbimizin kavrattırdığı kadarıyla şahidiz ki ,Allah doğruyu söyledi.Meleklerin itirazına "Ben sizin bilmediğinizi bilirim."diyen Rabbimizin sözü açık ayan beyandır.Kainatın bağrından filizlenen her can esma-i hüsna'nın mührüdür.Ve topraktan yaratılmış insan b'ilgilendikçe o Aziz esmaların şahidi,okuyucusudur.Her okuyuşu sadrında toprak gibi yeni habbeleri çatlatır.Yol olur,her yolculuk yeni idrak başlatır.Her başlama esma-i hüsna'nın yeni bir isminin semasına yükseliştir.Bu yeni bir şuur,irade inşaa eder.
Bu yolculukta araz geçer,hüvviyet (cevher) kalır.
Allah Hû Allâm Baki Hû A'lâ Hû Rahman Rahim Hû...


Kumdan libas giymiş arzın kulaklarına fısıldadım:
"Gelinciğin tohumu yar olmuş sadrına,filizlenmiş al yanakları ile tebessüm ediyor ruhuma,çocuk yüreğimi avuçlar aşkı ile hayret ederim, Ya A'lâ..,Subhanrabbiyel a'lâ...
" Sebbih isme rabbikel a'lâ!"(A'lâ suresi 14.ayet)
Sana sadrını yaratan o sadra en güzel kelimeleri de eker.
Ya A'lâ Seninle her mevsim bahar,Sensiz üşürüm ben,Senle koşar ruhum her yarattığın anda gelincik,kum perde,gelincik solar kum kayar, Sen varsın, Senle var..."
ikra ela
instagram
@ikraela












İkra Ela













































0 yorum:

Yorum Gönder